Bu pisliği devrim temizler

Kontrgerilla gerçeğini örten kandan, yalandan ve çamurdan sıva döküldü.

Maraş, Çorum, Sivas, Gazi... Beyazıt katliamı, '77 1 Mayıs katliamı, Musa Anter, Savaş Buldan, Bahriye Üçok, Ayşenur Şimşek, Hasan Ocak ve daha niceleri... Faillerinin kontrgerilla olduğunu biliyoruz. Kontrgerillanın kanlı elleri bu kez Güngören'e uzandı. Vahşi bombalı saldırıda 18 canımız aramızdan ayrıldı, yüzlercesi yaralandı, zarar gördü.

Güngören katliamı, ülke tarihinde sayısız kez tanığı ve hedefi olduğumuz kontrgerilla saldırılarından biri. İşte yine egemen sınıfın ezilenlere en ağır saldırıları dayattığı günlerde, egemenlik pekiştirme planlarının bir parçası olarak bombalar patlatılıyor, kan ve katliam üzerinden politika yapılıyor. Bir yandan Ergenekon operasyonu ile darbecilerin ve çetelerin üzerine gidiyoruz propagandası yapılırken, diğer yandan Güngören'de katliam düzenleniyor.

Bu patlayan bomba, siyasi iktidarın kontgerillanın üzerine gitmediğinin göstergesidir. Söylenen yalanlar karşısındaki çıplak gerçektir. Ergenekon iddianamesiyle 5-10 ulusalcı faşisti derdest edenlerin, kontrgerilla düzenine dokunmadığının kanlı bir kanıtıdır. Bir kısmı tasfiye edilmiş kontrgerilla, bütün vahşetiyle yine iş başındadır. Hazırlanan Ergenekon iddianamesi ise, iş başındaki kontrgerilla düzeninin koruma kalkanıdır. Hükümet karşıtı bir hareketi Ergenekon operasyonuyla durduranlar, Güngören bombacılarını durdurmamıştır. Çünkü dertleri, katliamlara, provokasyonlara karşı halkı korumak değil, kendi çıkar aygıtlarını korumaktır. Çünkü tüm halkımızı acıya ve öfkeye boğan Güngören katliamı faillerinin henüz tasifye edilme zamanı gelmemiştir.



Hala gerçek failler ve yönlendiriciler açığa çıkarılmadığı gibi, saldırının sorumlusunun PKK olduğu söylenerek hedef saptırıldı, yine kontrgerilla korundu. Katliamın kanlı görüntüleriyle birlikte faşist, şovenist histeriye zemin hazırlandı. Halkımız teröre karşı milli birlik adı altında Kürt halkına düşmanlığa kışkırtıldı. Güngören'in kanı ve acısı üzerinden kitleler şovenist devlet siyasetine yedeklenmeye çalışıldı. Aynı gün Kerkük'te patlayan bomba 36 Kürt emekçinin canını alırken, Göngören'de patlayan bombanın bedeli de Kürt halkına yıkılmaya çalışıldı. Hükümet ve Genelkurmay katliamın sorumluları Kandil'deymiş gibi, hızla bir sınır ötesi askeri harekat daha başlattı.

Oysa biz Güngören katliamının sorumlularını biliyoruz. Katliamın faili arada bir ucunu gösteren kontrgerilla düzenidir. Ergenekon'dan Güngören'e yanlış hedef göstererek devrimcilere çamur atarak, milli birlik hamasetine sarılarak bu gerçek gizlenemez. Kontrgerilla gerçeğini örten kandan, yalandan ve çamurdan sıva döküldü.


Başta CHP olmak üzere düzenin partileri ve onların hizmetindeki medya bu pisliği aydınlatma ve üzerine gitme yerine halklar arasında düşmanlık yaratma kendi pisliklerini devrimci yurtsever örgütlere bulaştırma yoluna gitmişlerdir. Medya bu yalana, kanlı tarihe hizmet etmemeli, gerçekleri yazmalıdır. Düzen partileri ise bu gün sürdürdükleri şoven politikaların mutlaka altında kalacak halkların kardeşliğini engelleyemeyeceklerdir. Bu pisliği devrim temizleyecektir.

Bugün Güngören katliamının hesabını sormak, halkımızın acıların paylaşmak, kontrgerilla düzenini yaratan devlet anlayışıyla hesaplaşmaktan geçiyor. Tüm işçi, emekçi ve ezilenleri birlikte hesap sormaya çağırıyoruz. Gerçekler aydınlasın, halka hesap verilsin!